25 Ağustos 2013

0 Minecraft’da Mimarlık Ve Felsefe

“Dik açı meşrudur ve aynı zamanda bir zorunluluktur.” 
Le Corbusier

Dijital oyun endüstrisi senaryo-görsellik boyutunda devasa bir biçimde ilerlerken, eski zamanların dos oyunlarını hatırlatan bu piksel piksel oyunun dünya çapında fenomen haline gelmesinin oyun deneyimi açısından tekabül ettikleri incelemeye değer görülmelidir.

Minecraft, random olarak düştüğümüz sınırları belirli ve küplerden oluşan dünyada kaynakları kullanarak bir inşa etme deneyimidir. Daha doğrusu amaç itibariyle kübik dünyanın formuna uygun olarak kendisi de birer küpten ibaret olan öznenin dağları, su kaynaklarını, ağaçları ve en önemlisi madenleri craft etme-işleme-dönüştürme eylemidir. Doğa durumundaki biricik özne kartezyen düzlemdeki evreni kendi tasarımına göre düzene sokar. Oyuncu özne başından itibaren homo faber’e dönüşür bu formun içinde. Demiurgos misali evreni düzene sokma çabasındadır. Ama öncelikle bunun hayatta kalma savaşı olduğu bilinci oyunun başında yer edinir (survival mode). Çünkü düştüğü bu evrende yalnız değildir. Hava karardığında zombiler, creeperlar, spiderlar gibi varlıklardan öncelikle kendisini koruması ve başını sokacak bir yer bulması şarttır. Dolayısıyla oyuncu olarak özne bu dünyadaki varlıklarla karşıtlık içinde bulacaktır kendisini.

Yaratık varlıklar dünyalarına düşen öznenin her şeyin altını üstüne getireceğini, her tarafı kazıp bu dünyanın kalbini çıkaracağını ve tasarımsal evreninde kendilerine yer bırakmayacağını bilir gibi oyuncu özneye ilk gecesinde buraya ait olmadığını fısıldar ve peşine düşerek onu yok etmeye çalışır. Ancak oyuncu özne aynı zamanda düşünen-araç yapan varlık olarak kendisini öne çıkarır. Tuzak mekanizmaları ve türlü yapı kaideleriyle kendisini koruyarak tasarımını uygulamaya geçmede engelleri bertaraf etmeye çalışır. Kendince stratejik bulduğu noktada çevresindeki ağaçları köksüz bırakıncaya kadar keserek yaptığı ilk dört duvar barınağı inşa ettikten sonra artık hakimiyeti ilan etme vakti geldiğini bildirir. Artık kazabildiği kadar kazıp labirentvari yeraltı koridorları açarak dünyanın saklı cevherlerine ulaşmaya çalışacaktır. Daha fazla materyal ve craft kabiliyeti kazandıkça efendiliğini pekiştirecek ve bunu daha yüksekten gösterecek yapıyı inşa edecektir.

İnşa deneyimi uzamın kör noktalarına kadar işleyecek şekilde bir açlığı körükler. “Layout”da sınırsızmışçasına bindirilen yüklerle tasarlanan düzenleme işi her şeyi olduğu gibi bırakmamaya yönelir. Gördüğü her şey peyzaja dahil edilmeli, işlenerek yeni bir biçim verilmelidir. Mevcut olan her şeyin mevcut olduğu haliyle kalmaması yönelimi bu açlığın eseridir. Oyuncu özne her şeyi tasarımına ve kullanım kolaylığına göre şekillendirmeye çalışır. Verili uzamın geometrik formu ‘square’ olduğu için belli bir simetride işlemek mümkün hale gelmektedir. Bu haliyle ortaya dik açı formülasyonları çıkar. Yuvarlak hatlar korkutucu derecede boşluğu simgeler çünkü. Boşluk hakimiyeti yok etmeye hevesli, tedirgin edici bir alandır. Yollar, kanallar açılmalı, girintiler ve çıkıntılar düzleştirilmeli, basamaklar oluşturulmalı. Özne, düşünen-araç geliştiren vasıflarına hesaplayıcılığı da ekler böylelikle. Boşluk bırakmamacasına hakim olunmalıdır uzama.

Tüm bu craft etme-inşa etme deneyiminde sihirli bir kavram daha vardır: aydınlatma. Evler, yollar, tüneller adım başı aydınlatılmalıdır. Bu sayede geceleri de çalışabilme olanağına ve daha güvende hissedilebilecek bir ortama kavuşulmuş olur. Açılan derin dehlizlerde bile yönü buldurmasının yanında oyuncu özne ışığını da her köşeye götürmüş olur böylelikle.

Le Corbusier-Villa Savoye in Minecraft
Minecraft bize insanlığın zaman içerisinde ve trajik bir biçimde doğayla olan karşıtlığının hangi deneyimsel zeminlerde vücut bulduğunu işaret edebilir bir oyundur. Heidegger, Greklerin temel deneyimlerinin mevcut olan her şeye dolayımsızca yanıt verdikleri bir deneyim olduğunu söyler. Modern özne Greklerin her dönemeçte kendiliğinden karşılarına çıkan her şeyin çokyönlü mevcudiyeti ile kendilerini bağıntıladıkları tarzda kendisini doğa ile bağıntılamaz. O, doğa ile dolayımsız bir ilişkiye girmez, onu karşısına almıştır artık. Çünkü bu aynı zamanda öznenin inşasıdır. O, şeylerin kendilerinde oldukları şekilde mevcut olmalarına izin vermez, şeyleri yakalar, nesnelleştirir ve kendi karşısına koyup onları kurar. Ve bunu da şeylerin tasarımına özel bir şekil vermekle yapar.[1]

Minecraft’da mevcut olanı olduğu gibi izlemeye, keşfetmeye ve yalnızca dolaşmaya çıksaydık, gece karanlığında zombiler bizi tedirgin eder miydi ya da bir hikayenin olmadığı bu oyun bu niyetlerle popüler bir oyun olabilir miydi?




[1] Özlem, Doğan; “Heidegger ve Teknik”, Tekniğe İlişkin Soruşturma içinde, 1998, Paradigma.

image source: 
1- http://www.funnyden.com/funnypictures/my-minecraft-statue-mark-2-4050.html
2- http://www.minecraftforum.net/topic/238839-adv-the-final-wish-le-corbusier-and-his-secret-stationary/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anonim kullanıcı olarak göndereceğiniz yorumlarda mail ya da blog adresi gibi iletişim adreslerinizi belirtmeniz önemle rica olunur.

SST Atölye