8 Ağustos 2013

0 Sigur Rós'a Dair

Sigur Rós’un  ikinci albümünün isminde küçük bir kelime oyunu bulunur, "Vonbrigði"  ile "Von brigði" arasındaki oyundur bu; yani “hayal kırıklığı”  ile "umut değişimi". Grup albümün adında küçük bir kelime oyunu yapsa da, albüm; ilk albümleri olan Von’un (umut)  parçalarının remixlerinden oluşur. İlk albümleri “umut”  grup için tamamıyla bir hayal kırıklığı olmuştur ve şarkılarını değiştirip tekrar dolaşıma sokarak  hem “Umut”u değiştirmişler hem de uğradıkları hayal kırıklığını görünür kılmışlardır. Grup “umut değişimi” ile de istedikleri başarıyı yakalayamazlar ve gruptaki eleman değişimi ve arkasından çıkan “Ágætis byrjun'” (Fena olmayan bir başlangıç) ile “başarıya” ulaşırlar.  Fena olmayan bir başlangıç, hem gruptaki elaman değişimine hem de uğradıkları hayal kırıklarının tekrar üretilmesine bir atıftır. Daha sonra tamamıyla isimsiz bir albüm gelir, ne şarkıların ismi vardır ne de albümün. Grup bu sessizliği dinleyicilerin şarkıları dinlediklerinden sonra onlara isim vermeleri olduğu şeklinde lanse ettikten  bir süre sonra şarkıların adları grubun internet sitesinde yayımlanır. Bu sessizlik bir geçiş süreci olarak da yorumlanır, kelimeler arasında konulan uzun bir boşluk.  Bu boşluk sırasında ilk albümleri “Umut” İngilizce konuşan ülkelerde dolaşıma sokulmuştur.  Grup artık tanınmış gruplarla ortak çalışmalar yapabilir hale gelmiştir ve daha sonrasında  Takk... (Teşekkürler...) albümü gelir. Kime teşekkür etmişlerdir bilinmez, dinleyicilerine mi yoksa ,  hayallerinin peşinden giden ayaklarına mı? Kapitalizmin pembe masallarını albüm ismi yapmalarıyla birlikte bu masalın adı konula bilinir, “çalışırsan başarılsın yeter ki vazgeçme” Sigur Rós’un hikayesi  günümüzde daha bitmemiştir. Çıktıkları dünya turneleri ile hayran kitlesini hızlıca artırmaya devam etmekte ve  isimleri  hala yayılmaktadır. 

Grubun adında da küçük bir kelime oyunu vardır, isim siggurrós’un parçalanmış halidir ve siggurrós İzlanda’da kadın ismidir ve ismi parçalayınca ortaya Sigur ( zafer) Rós (Dövüşçüler) çıkar.  Eklektik bir müzik türü olan post- rock ezgileriyle grubun adı ilk başta uyumsuz gelebilir ve post-rock grubu ismi ile post-rock dinleyicilerinin hayat görüşü arasında bir zıtlık var mıdır ve varsa  bu zıtlığın temelleri nerede aranabilir sorusunu sordulabilir..

İskandinav mitolojisi “iyi” ve “kötü” üzerine kurulmuş bir mitoloji değil;  ne kadar savaşçı oldukları ya da olmadıkları üzerine kurulmuş bir mitolojidir.  Bu mitolojini öğelerini günümüz fantastik romanlarında, çoklu oyunculu tarayıcı oyunlarında ve fantastik sinemada görülebilir. En bilinen örneği hem kitaplarıyla hem de filmiyle İskandinav mitolojisinden esinlenilen Yüzüklerin Efendisi serisidir. Tarayıcı oyunlarına baktığımızda ortak özellik bir char’ın olması ve bu char’ı yaratılan dünya içerisinde  geliştirerek yeni silahlar alarak daha etkin bir savaşçı haline getirmenizdir. Oyunlarda size stabil durma imkanı tanınmaz sürekli olarak güçlenmeniz gerekmektedir.  Yüzüklerin efendisi serisinde ise Gandalf’dan Frodo Baggins’a her karakter film boyunca güçlenmek zorundadır. En zorlu savaşı veren ise Frodo Baggins’dir  çünkü kendisiyle savaş verir. 

İskandinav mitolojisi vurgulanarak yaratılan fantastik dünya  günümüz kapitalizminin istediği, ürettiği insan tipinin yansımasıdır. Günümüzde insan sürekli kendini geliştirmek zorundadır ki buna  yaşam boyu eğitim denilir; insan  piyasa koşulları içinde her an rekabet halinde olmak  ve bu rekabete  her an hazır ve sürekli kendini geliştirmek zorundadır.  Günümüz kapitalizminde iyi ve kötü yoktur, sadece başarılı ve ezik vardır. İskandinav mitolojisinin en karakteristik  öğesi “mutlu bir sonun olmadığı amacın mutlak sona gitmenin ertelenmesi olduğu”  günümüz sağlıklı beden ve yaşam anlayışında gizlidir. Mutlu bir son yoktur ve bu nedenle  yaşamın amacı olabildiğince uzun yaşamaktır. Olabildiğince uzun yaşamak üzerinden kurulmuştur devasa bir sağlık ağı ve olabildiğince uzun yaşam  tıbbi mantığın kökenini oluşturur.

Salt post-rock dinleyicilerinin değil, fantastik edebiyatın, filmlerin ,dizilerin tüketici kesimini ise oluşturulan bu savaş ortamında iyi eğitim almış ve sürekli kendini donatan ve donatma sürecinde gündelik yaşamın baskısını azaltmak ve farklılaşmak için  hipster  öğelere sığınan - bu öğeleri tüketen  ve bu nedenle aynılaşan-   bu sığınma içinde kaçış alanlarında fark etmeden kapana kısılan  ve tepkisi pasifleşen, denetlenen insanlar olduğunu da unutmamak gerekir. Bu noktada  Sigur Rós’un adı da albümlerine koydukları da  daha anlamlı olabilir.  Umut, umut değişimi, iyi bir başlangıç  ve teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anonim kullanıcı olarak göndereceğiniz yorumlarda mail ya da blog adresi gibi iletişim adreslerinizi belirtmeniz önemle rica olunur.

SST Atölye