Kilise sokağından evime doğru ilerlerken bir travestinin “Aynur seninkisi geliyor” sözüyle irkildim. Aynur’u ilk o zaman fark ettim, kim bilir burada kaç defa yanından geçmiştim, kim bilir kaç defa yok gibi davranmıştım. O an ise “yok” bir anda bir travestinin sesiyle “var” olmuştu, o artık yok değildi etten kemikten canlıydı, kendi kişisel tarihi olan, kendi kişisel tarihini anlamlandırmaya çalışan.
Lafı atan travesti daha önceden hareketleriyle dikkatimi çekmişti. Diğerleri gibi estetik yaptırmamıştı, göğüsleri yoktu, genelde cılız bacaklarına fileli çorap giyerdi, giydiği deri etekten erkek olduğunu rahatlıkla anlardın. Diğer travestiler müşteri bulmak için hemen hemen her geçen arabaya iş atarken (kimileri sokak lambasıyla boru dansı yapsa da) o diğerlerinden uzakta kimi zaman ayakta dimdik kimi zaman ise yolun kenarındaki güvenlik demirlerine otururdu. Sürekli efes içerdi, kimi zaman polislerle kavga ederdi. Sanırım en büyük vukuatı bizim alt komşuya kızıp giriş kapısının camlarını indirmesiydi. O yok değildi, bir şekilde eylemleriyle, öfkesiyle kendini “var” etmişti, kimi zaman yeni ösym binasının önünde içerken gözgöze gelirdik, elindeki şişeyi bana bulaşmayın dercesine sallardı. Ne kadar makyajın altına gizlense de sanırım çok büyük acılar çekmişti, nefret yumağı olmuştu.
Aynur’un yanından her zamanki sessizliğimle geçtim, sokağın karşısından apartman kapısına doğru ilerliyordum, oda kapıya doğru ilerliyordu, elbet ortada bir yerde yolumuz kesişecekti, laf atmak istiyordu, tepkisizliğime tepki vermek istiyordu. Arkamda kalan güvenliğin irkildiğini hissediyordum, her ne kadar oturduğu yerde güvenlik yazsa da ete süte karışmayan bir tipti, kaç defa güvenlik kabininin camının kırıldığını gördüm. Tek görevi vardı etraftaki dükkanların mallarına zarar gelmesini engellemek ve birkaç eve göz kulak olmaktı. O an travestiyle herhangi bir sorun yaşansa devreye girmek zorundaydı, bunun için yardımlaşma derneğinden maaşını alıyordu ama korkaktı.
Kapının önüne benden önce gelmişti ve iki adım ilerde bekliyordu, bir tepki bekliyordu varlığının onaylandığının tepkisi ya da varlığından nefret duyulduğunun tepkisi ama sadece bir tepki, kim bilir ne kadar görmezden gelinmişti, görülebilir olmak için kim bilir kaç yeri birbirine katmak zorunda kalmıştı.
Hani eve girerken yaşlı bir teyze görürsün ve gülümseyip iyi akşamlar dersin ya ona benzer bir gülümsemeyle iyi akşamlar dedim. Yavaşca eğilip kapıyı açmaya uğraşırken yanıma ilişmişti. Doğrulduğumda ise burun burunaydık. Belki de bakışlarımı kaçırmamı bekliyordu bense onun bakışlarına odaklanmıştım, daha derini görmek istiyordum, neleri taşıdığını. Şaşırmıştı ama gizlemeye çalışıyordu. Sürdüğü parfüm ise midemi bulandırıyordu, oldum olası o kadar ağır koku süren kadınlar midemi bulandırır. Ne zaman yanımdan burnumun dibini sızlatan bir koku sürmüş kadın geçse ya parfümcüde parfüm satıyor ya da burada kendini satıyor diye düşünürdüm. Bu seferki gerçekti, karşımdaki kendini satıyordu, saatine elli lira verene her şeyi yapıyordu ama yaparken de korkuyordu, elinin uzanacağı bir yerde mutlaka bir jileti vardı. Kimi zaman savaş alanı bile travestilerin bir gecesinden daha güvenli canlanır gözümde. Arkamdan topuklu seslerini duyuyordum. Aynur’du gelen, belki olay çıkmasını engellemek belki de şenliğin bir parçası olmak istiyordu. Bense en az 30 saniyedir karşımdaki gözlere bakıyordum.
Geceni daha iyi geçirteyim uzun saçlı dedi, ne cevap vereceğimi düşünürken gayrı ihtiyari elimdeki poşeti gösterip bu gece yalnız takılacam dedim. Elini mi sikecen diye önceden hazırlanmış bir cevap verdi. Sinirlenmemi istiyordu çünkü gel bu gece takılalım demeyeceğimi biliyordu, kışkırtmak istiyordu. Seni sikmekten daha zevklidir demek istedim sustum, Aynur ikimizin arasındaydı derin derin sigarasını çekiyordu, bir yandan da neden burada diye düşünüyordum, hafifçe yan dönüp kapıya doğru adım atarken sana hayırlı işler dedim. Kapıyı yavaşca kaparken Aynurun gülümsediğini gördüm, o gülümserken ben kendimi hapsediyordum…
vol. 2'yi merakla bekliyorum.
YanıtlaSilah be izmir bu kadar mı güzel tasvir edilir
YanıtlaSil