22 Nisan 2009

6 Bir Erkek Kıyafeti Olarak Etek


“nerde hareket, orda bereket”

Kadın ve erkek: modernliğin dualitelerine boyun eğen iki cins. Birbirlerini bıkıp usanmak bilmeden zıtlıklar üzerinden tanımlayan canlılar. Giydirilmiş cinsiyetlerini varoluşlarının parçası sanan varlıklar. Evet, giydirilmiş; zira metaforik olarak biri pantolon diğeri etek olan pipisel ve kukusallardır erkekler ve kadınlar. Kukusal ve pipisel canlılar olarak kadın ve erkeği birbirinden ayıran temel unsurlardan biri birbirinin tuhaf muadilleri olarak cinsel organlarının yapılarıdır. Kadın cinsel organı içsel bir bütünlük arz ederken, erkek cinsel organı dışsaldır. Bu durumun yarattığı sosyolojik, kültürel ve psikolojik birçok analiz bulunmakla birlikte temel sorunsal bu canlıların giydiriliş biçimlerindedir. Evrensel kültürün bir parçası olarak dünyanın hemen her yerinde pipisel canlı pantolon, kukusal canlı ise etek giyer. Giymese bile, figüratif ve ikonografik temsiller birçok kültüre, birçok topluma ve yine birçok tuvalet kapısına bu haliyle zuhur eder. Pantolon ve etek, kadın ya da erkek olmanın diğer farklı temsillerinden biri halini almıştır. Sorun olan nokta da bu temsiliyetin hangi devirde toplumsal bir yasa olarak önümüze sunulduğudur. Zira kadın kukusunun yer aldığı bölge, kadının cinsel organı içsel olduğundan dolayı mümkün olan en dar giyecek biçimlerine bile uyum sağlayabilmektedir. Oysa erkek cinsel organı (sadece üç işlevli olsa da: çiş yapmak, seks yapmak, tombala çekmek) bir uzuv olma niteliği taşıdığından, kendisine hareket alanı açmak zorundadır. Kaldı ki pipiyi geçsek bile bilimsel bulgular, pipi altı ponponlarının insan türünün devamlılığının sağlanabilmesi için rahat bırakılması, salınması gerektiğini, sıkıştırılması halinde topluca “kısır” günü yapılabileceğini kanıtlarıyla sunmaktadır. Özetle kendisini sürekli salma ihtiyacı hissetmekte ve bunu bünyeye hissettirmektedir pipi ve ponponları. Şimdi, bu teorik bütünlüğün sonucunda ulaşılabilecek ya da insanlığın ve kültürün ulaşması gereken sonuç pantolonun kadının, eteğin erkeğin kıyafeti olması gerektiğiydi. Oysa bizatihi tam tersi bir durum ortaya çıktı. Gayet komplocu bir tavırla eteğin kadın kıyafeti olduğu konusunda bir erkek zorlamasından da bu noktada bahsedilebilir. Zira kolayca açılabilir olması, üstünü örttüğü bölgenin de kolayca görülebilmesine olanak veren bir kıyafettir etek. O halde erkek kuku- popo göreceğim diye mi kendisini mahkûm etmiştir pantolona ve hediye etmiştir eteği kadına? Neyse ki son elli yılda kadınlar devrimci bir atılımla pantolonu sahiplenmeye başlamışlar ve bunun için mücadele etmişlerdir. Maskülen değerlerine sıkı sıkıya bağlı ve denyo bir canlı olan pipisel varlık erkek ise kendi sonunu hazırlayarak hiçbir şey yapmadığı gibi eteği aşağılamaya devam etmiştir. Velhasılıkelam kültürel ürünleri ihtiyaçların belirlemediği iddiasıyla yazıyı bu noktada bütünleyebilir, dahası aynı kültürün erkeklerle nasıl dalga geçtiğine, yolda yürüyen birçok pipisel canlının aletlerine zar zor nasıl balans ayarı çektiğini izleyerek vakıf olabiliriz gibi geliyor bana (yoksa şüphen mi var?).

6 yorum:

  1. bu durumda kilt giyen iskoç erkeklerinin aslında dünyada üremeye en müsait adamlar olduklarını düşünebilir miyiz? yahut geldikleri köken olarak bakarsak mevzuya, "kelt toplumundaki anaerkil düzenin bir etkisi sayesinde, etek - yani kilt - bir erkek giysisi olarak fonksiyonunu sürdürebilmiştir," diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  2. yorumunuz için teşekkürler. öncelikle şunu belirtmek lazım, tarihte anaerkil diye adlandırılan bir dönem ya da geçiş süreci olduğu şaibelidir. öyle ki, tarihin bir dönemini ilerlemeci bakış açısıyla anaerkil diye açıklamak ataerkilliğe medeniyet misyonu yüklerken anaerkilliğe evrimci bir aşama payesi biçmektedir. bu konu hala tartışmalı. dolayısıyla keltler için anaerkil demek yanlış olur. burada asıl mevzu sanırım kültürel ürünler ile ihtiyaçlar arasındaki bağlatıda. teşekkürler...
    Dr. Heimat Lose

    YanıtlaSil
  3. :) sadece geyik yapıyordum - o ayrı. kültürel ürünler ve ihtiyaçlar arasındaki bağlantıdan söz etmişken, eteğin kadına atfedildiği dönemlerin de yalnızca batı avrupasına ait olduğunu, feminizim denilen akımın da aynı sebeplerden ötürü yine bu topraklardan çıktığını gözardı etmemek lazım. zira bildiğim kadarıyla yaratıcı kültürel ürünlere sahip tüm topluluklarda (antik yunan, mısır vs.) kadınlar da erkekler de etek gibi efil efil bişiler giyiyorlar. diğer taraftan ana/ataerkil'den ziyade, feminizm kuramlarına ihtiyaç duyulmayan toplumlardan söz etmek daha doğru olacak kanımca.

    YanıtlaSil
  4. konuyu çok iyi bir yerden yakaladığını düşünüyorum ki, buradan yola çıkarak avrupa tarihinin aslında bir mücadeleler tarihi olduğunu söylemek mümkün sanırım. velakin uzun bir mevzu.
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. erkeklerin etek giyişinin, şimdilerde avrupa'da çok sık karşılaşılan bir görüntü olmasının dışında, buralarda da "cross-dressing" bir müdahale olarak kendine bir direniş alanı açtığını söyleyebiliriz. bu direniş alanı çoğu kez kendini bombalıyor çünkü bazı direnme noktalarından itaate kayan, patriarkayı onaylayan bir hamle olabiliyor. burada kilt dışında iki sezondur erkek koleksiyonlarına etek üreten tüm tasarımcıların medya eliyle (dergiler kastediliyor) bu görüntüyü dolaşıma soktuğu çok açık. bu durum, post-glam tüm denemelerle yakın geçmişte işe koyulmuştu, etek bunun devamı olarak geldi ve sürüyor. umarım bu süreç etekle beraber bu ikilikleri kırmayı başarabilir. en azından, dener. çünkü bir yükselen değer olması direnişe dair konuşma kanalını kapatıyor.

    YanıtlaSil
  6. kadınsal olanı görmek için eteğin kadına hediye edilmiş olduğu doğrultusunda eyleyen erkek bilinçsizliği için diyebiliriz ki, yapabildiği tek şey pantolonunu en kötü ihtimal formuna uygun hacme genişletmek olabilmiştir. ama eteğe bu düzeyde bir araçsal anlam yüklememiş erkek yarasızlığından gocunmamayı yeğlemiştir. yarayı ve de yarasızlığı gören bir başka erkekse objektivitesine sığınarak bu gözlemini düşünselleştirip dile getirmiştir.

    YanıtlaSil

Anonim kullanıcı olarak göndereceğiniz yorumlarda mail ya da blog adresi gibi iletişim adreslerinizi belirtmeniz önemle rica olunur.

SST Atölye