14 Eylül 2012

8 Staylacılık

Bundan birkaç sene önce popüler gündemde fırtına gibi esen “apaçi” kodlaması son dönemde etkisini biraz daha azaltsa da (ya da yerini başka kodlamalara bıraksa da) zaten neyi tanımladığı belirsiz olan boyutu artık her şeyi içine alabilen amorf bir yapıya bürünmüş gözükmekte. Bu mevzuda kültürel kodları ifşa eden ilk yazılar, bu blog yazarlarından Babaaa tarafından yazılıp çizilmişti. Ama “apaçi dansı” olarak adlandırılan mefhumun sosyal medyada ve popüler kültür alanında nasıl patlamaya dönüştüğüne dair süreci tekrar gözden geçirmekte fayda var. 

Evvela, “apaçi” kodlaması da video ve imajlarla desteklenen bu tür dans ve kültür formları da yeni bir şey değildi. “Buca Gedizlilerin asker uğurlaması”, “Buca Gedizlilerin kopması” videosu bir anda nasıl “apaçi dansı” olarak adlandırılmaya başlandı ve onu aşan belirsiz bir biçime kavuştu? 

Süreç şu şekilde işliyor gibi: öncelikle ‘keşifçiler’ tarafından youtube benzeri video paylaşım sitelerindeki ilginç, absürd, komik, akla hayale gelmeyecek, bu da mı dedirten cinsten videolar taramalar sonucunda ortaya çıkarılır ya da bu tür videolar doğrudan yüklenmiş olur. Daha sonra ‘yayıncılar’ devreye girer ve bu videolar ‘yaran youtube videoları” gibi başlıklar altında (burada kritik nokta “tag”lerdir) çeşitli sosyal medya platformlarında yaygınlaşır. Bu paylaşımlar en nihayetinde her türlü platformda karşımıza çıkan, türlü arkadaşlar vesilesiyle “aha sen şunu izledin mi, bak çok komik video” gibi şuursuz telkinler vasıtasıyla internet fenomenine dönüşme yolunda ilerler. Bu alemdeki herkesin bir şekilde parçası olduğu bir süreç. 

“Apaçilik” denilen mefhum da benzer şekilde gelişti. Patlamaya vesile video öncelikle “Buca Gedizlilerin asker uğurlaması” olarak bilinen, outro lex eşliğinde çatla-patla dans eden Gediz Mahallesi gençlerinin asker uğurlamasındaki görüntülerin ibarettir. Özellikle 80’lerden bu yana düğünlerde ortaya çıkan, “crazy dance in kayseri” gibi örneklerde aşina olduğumuz dans figürlerinden açıkçası bir farkı görünmemektedir. Bu video pekala “eğlenceli” olarak değerlendirebilir. Ancak meselenin başka bir boyutunun da olduğu ortadadır. Neden apaçi dansı, apaçi marşı ya da ayini olarak kodlanmıştır? Burada dansın öznesi olan “esmer gençlere” yönelik bilinçli ya da bilinçsiz olarak ideolojik-kültürel-sınıfsal kodların dile vurması durumu söz konusudur. 

Gediz Mahallesi, İzmir’in Buca ilçesine bağlı, bugün Göksu mahallesi sınırları içinde yer alan bir Roman mahallesidir. Çeşme otobanı kenarına itilmiş Mustafa Kemal Mahallesi gibi ağırlıklı olarak alt sınıflara mensup, informel sektörlerde geçimini sağlayan, sokaklarında sanayici gençlerin modifiye-fink attığı bir yerdir. Memlekette Romanlara yönelik “apaçi”, “komançi” gibi ardılında hareket içeren tanımların yapılması oldukça eskiye dayanır. Söz konusu fenomen videonun kodlamasındaki “apaçi” de apaçık buradan gelmektedir. (ideolojik video-tag) “Apaçi” sözcüğünün zamanın western filmleri ve çizgi romanlar aracılığıyla empozisyonu gibi başka tarihsel göndermeleri de mevcuttur. Ancak mesele tam da Gediz’deki kompozisyonunun ideolojik yansımasıdır. 

Buca Gedizlilerin Kopuşu, ardından Ankara Kızılay’da bir üst geçidin ortasında dans eden gençler ve yaralı sıtayla, mahkum 55, gizemli rapçi diye uzayıp giden yeni yetme arabesk-rapçiler… Aslında bakıldığında bu üç videoda saç şekilleri, müzikler ve giyim-kuşam vs. açısından birbirinden farklı üsluplar söz konusu. Dahası bu artık öyle bir kodlama halini aldı ki, sınıfsal aidiyetleri, müzikal tercihleri, yaşam kültürünü, giyim-kuşamı aşan, hemen hemen her şeye kolayca yakıştırılan bir anlamsızlığa büründü. Bonzayici mahalle gençliğinden bıyıklı-göbekli amcalara, elektro danstan halay çekenine, ronaldosundan ötekine berisine… Bütün bunları birada kodlayan şey nedir peki? Belki de şimdiye kadar total olarak adı konulamayan ama ‘senin’ alanına girmeyen her şeyin adı “apaçilik” olarak çabucak benimsendi. 

“Apaçilik” hiçbir şey ifade etmemektedir. “Apaçilik” diye bir şey gerçekte hiç olmamıştır. 

“Apaçilik” dışsal, “stayla” içsel bir tanımlamadır. “Apaçilik” onlara atfedilendir, totalleştiricidir, “stayla” kendini ifade ediş biçimidir. Stayla, stil-tarz demektir. Ve kendisini Crew’de konumlandırır. Crew rap literatüründe tayfa anlamındadır. Ankara Crew, Hatay Crew, Batman Crew gibi. Kendi hayatlarını, kendi dünyalarını anlatırlar. 

Eğer kastedilen arabesk-rap formu ise bu gençlerin kendilerini ifade ediş biçimi olarak “stayla” tanımlaması daha doğru bir analiz düzeyi verecektir. Hatta tumturaklı bir sosyolojik analiz yapmak gerekir ki, bu müzik türünü beğenen gençlerin sayısı ortada görünenin ötesindedir. Mahallesinden köyüne, kışlasından sanayisine memlekette belki de gençlerin en fazla dinlediği müzik türüdür. Burada staylacılığın sosyolojik boyutlarını sergilemek mümkün değil ama “Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski”, “Arabeskin Anlam Dünyası: Müslüm Gürses Örneği” gibi “geçmiş döneme ait ve artık tedavülden kalkmış olan arabesk formu” üzerine yapılmış çalışmalar gibi, bu yeni arabesk-rap formunun anlam dünyası üzerine de sosyolojik çalışmalar yapmak gerekecektir.

8 yorum:

  1. "Apaçi" - "Stayla" karışlaştırması ile bu iki kelimenin ihitave ettiği anlamların geçmişine uzanması Felix'ten beklenecek bir hareket. Ayrıca söylemin kaypaklığı ama aynı zamanda birçok anlam içermesi olgusunu gözler önüne billur birşekilde sermesi de tadından yenmez olmuş. Bu çocuğu izleyin :)

    YanıtlaSil
  2. Üstat Felix'in bu harikulade analizi ortaya tadından yenmeyecek içtimai bir yazı çıkarmış. Ellerine sağlık diyor, ayrıca son dönemde Babaaa tarafından yükselen Felix Sarotti goygoyculuğuna yeni anlamlar vermeye çalışıyorum.

    Cümleten sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Billur bir şekilde deyince ben de huylanmadım değil.

    YanıtlaSil
  4. Dr. Heimatlose'un spekülasyon yaratmadaki şarkiyatçı edepsizliğini ayakta alkışlamamak elde değil. Ama tabi Felix Billur bir yazarımız, billur mu billur :)

    YanıtlaSil
  5. Daha önceleri şehre adapte olmakta güçlük çeken kırsal kökenleri insanların kültürü yeraltına indirilirken, şimdiyse şehrin göbeğinde elektronik, tamamen kentten doğmuş kültür tavsiye edilmeyen, alay edilen kültür haline gelmiş durumdadır. Taşlanmış imitasyon Diesel kotların aslından daha dayanıklı, uzun ömürlü olduğunu göz önünde bulundurursak yeni nesil üst gelir grubunun "alt-sınıfı" metaların kendisiyle değil metaları kullanma biçimiyle yargıladığı söylenebilir. Şöyle ki; üst gelir grubunun gözünden dinlenilen elektronik müziğin halihazırda kodlanmış kabul edilen bir kentli dansı varken kuralsızca dans etmek bu elektronik kültürü "uygun" olmayan bir biçimde, yakışıksız bir şekilde icra etmektir.

    Ne çok konuştum lan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katkı için teşekkürler. Yazmaktan, konuşmaktan imtina etmeyiniz. Yerimiz bol nasılsa. Okuyanı da olur muhakkak.

      Sil
  6. Apaçiler üzerine bir yazı, bu tartışmayı daha da zenginleştirmesi umuduyla:
    http://www.birgun.net/actuels_index.php?news_code=1344329897&year=2012&month=08&day=07&fb_source=message#.UCK-N7kClFs.facebook

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Linkini verdiğiniz Necmi Erdoğan'ın yazısı için teşekkürler. Ancak bu yazıda sınıfsal-kültürel arka plan tahlil edilse de "apaçi" kodlaması popüler kültürde yer edindiği biçimiyle ele alınmış. Benim maksadım ise olmayan bir şey hakkında tahlil yapmanın anlamsızlığı üzerinedir.

      Sil

Anonim kullanıcı olarak göndereceğiniz yorumlarda mail ya da blog adresi gibi iletişim adreslerinizi belirtmeniz önemle rica olunur.

SST Atölye