15 Mart 2010

2 Bir Çocukluk Tahayyülü Olarak Muz

Dr. Heimat Lose’un muzun politik dolayımlarını sergilediği yazısını okurken, aslında mana dünyamızın kıvrımlı yollarından süzülen hikâyelerin benzer hatırlama biçimleriyle oluştuğunu tekrardan anlamış oldum. Başka bir hikâyenin yolculuğunu takip ederken kendi yolculuğum boyunca aramaktaydım hikâyemi. 

Güzergâh bir anda belirdi… Çocukluğumun bir kısmında yer edinen harita Alanya-Gazipaşa yolunda Hacı Murat’ın panoramik camlarından süzdüklerimden oluşuyordu. Bazı şeyler belli belirsiz olsa da, yol boyunca kurulan hayallere eşlik eden muz bahçeleri tam olarak oradaydı. Muzun çocuk dünyalardaki dayanılmaz cazibesi nedendir bilmiyorum ama bi dolu muz oradaydı. Haliyle, hayallerin de muzlar âleminin ötesine geçmekteydi. Ancak yolculuğun zamandaki seyri içinde, aklımın almadığı yeni sorular da oluşmaya başlamıştı. Muz bahçeleri neden azalmaktaydı ve yerine binalar dikilmekteydi. Nedendir bilmiyordum… Muz ilmini keşfetmeyi sevsem de, müteahhitlik işlerine aklım ermezdi. Emlak Bankası’nın çocuk kitabından tanıdığım tonton başbakanımız bir gün televizyonda muzlarla çıkageldi ve her şeyi açıkladı. Artık daha güzel, daha diri ve daha büyük Çikita muz yiyecektik…

Sahteliğin, yalanların, hacıyatmazlığın, pirinç patlağının ne olduğunu sonraları anladım. Çocuk dünyamda yer edinen sualler kendisini cevaplar oldu. Artık biliyordum…

Eğer bir yerlerde sevimsiz işler peşindeysen, onu sevimli kılmanın yolunu bulmak ideolojisi muz imgesinin ardındaki kodları bize vermektedir. Eduardo Galeano’nun muz plantasyonlarındaki sömürücü/sömürgeci süreçleri tarif ederken kullandığı “bananization”, muzun politik iktisadının misyonunu açığa vurmaktadır. Hükümranlığın/cezbetmenin masum ve sevimli maskesi olma işlevi… Aynı zamanda muz, ilkellik, egzotizm ve erotizmle harmanlanan kültürel kodlar aracılığıyla bu coğrafyalara ilişkin olarak performatif belleğe kazınmıştır. Kolonyal fantezilerin bir imgesi olarak, Çikita reklamlarındaki kadınların, kafasındaki meyve tabağı gibi kendisini sunmaya hazır oluşla belirir. Bu hazır olma göstereni, hem “Çikita” kelimesinin etimolojik gönderimindeki cinsel fantazmalarla, hem de Güney Amerika topraklarına yönelik kolonyalist söylemin fethedilecek yerin bir cennet olarak tasviriyle de bütünleşir. Muz şehvetli biçimde kendisini sunmak için soyulmayı beklemektedir. Öte yandan ironik biçimde, muz, fallik bir simge olarak da karşımıza çıkar. Muzun çift yönlü metaforik anlatımları birbiriyle çelişkili değil, dildo olma işleviyle tabloyu tamamlamaktadır. Daha güzel, daha diri ve daha büyük Çikita muzlarımız, maslahatın büyüklüğüne duyulan arzu yoluyla tatmine odaklanır. Tam da bu noktadan hareketle, 80’lerdeki serbest piyasa hükümranlığının sembolünden günümüz popüler kültürünün en biçimsiz örneği Ajdar’a Çikita muzu okumak anlamlı olmaktadır.

Ama bu anlamlandırmalar, kültürel kodlar, politik iktisadın katı gerçekleri yetişkin bir zihnin sorularının temellendirmeleridir. Çünkü tüm bunlara ve de müteahhitliğe kafası ermese de, bir çocuk şunu çok iyi bilir ki; ne sökülüp atılan muz bahçeleriyle cennet vaat edebilirsiniz ne de düşlerini, yerine koymaya çalışılan yeni ve büyük şeylerle çalabilirsiniz.

Bilmezler mi, hayaller hep oradadır ve bir hikâyeyi beklemektedir.
Ve bilmezler mi, her hikâye bir hayalin peşindedir…


Bakınız;
Valeria Baker; The Banana as Icon: Orientalism, Violence, and the Problem of Memory in Fallas's Mamita Yunai, Reyes-Manzo's Photography and the Cultural Imagery
Çikita Muzun Hikayesi



image source: 
1-Ceci n'est pas une banane - René by Leo Reynolds on Flickr https://www.flickr.com/photos/lwr/5502318016/in/photostream/
2-Miss Chiquita by ChaseConley on Deviantart http://chaseconley.deviantart.com/art/Inner-G-Miss-Chiquita-150167884

2 yorum:

  1. ideoloji, ekonomi-politik ve bunların gündelik yaşamdaki tezahürleri üzerine yazılmış muhteşem bir deneme.
    "Muz Cumhuriyeti" isimli yazımın üzerine denk gelmiş olması da entelektüel bütünlük açısından fevkalade oldu.
    Üstad Felix'e sevgiler yolluyor, eksik bıraktığım noktaları doldurduğu için de ayrıca teşekkür ediyorum.

    Dr. Heimat Lose

    YanıtlaSil
  2. Sosyal teori cemaatinin köşe taşı kalemlerinden Dr. Heimat Lose'a övgülerinden dolayı teşekkür ederim. Ancak eksik bırakılan noktaları tamamlamak olarak değil -haşaa-, farklı kaynaklardan çıkıp aynı denize dökülen ırmaklar olarak yorumlamak gerekir. Fevkalade metninizin ilham kaynağı olduğu ortadadır.

    Sevgilerimi sunuyor, zihin açıcı tefrikalarınızı bekliyorum.

    Felix Sarotti

    YanıtlaSil

Anonim kullanıcı olarak göndereceğiniz yorumlarda mail ya da blog adresi gibi iletişim adreslerinizi belirtmeniz önemle rica olunur.

SST Atölye