Tesadüf eseri rüya tabirleri
sitelerinde “Rüyada Sosyolog Görmek” diye bir tabir olduğuyla karşılaştım. İlk
başta acayip gelse de, neticede rüya bu, insan her şeyi görebilir ama yine de
bunun bir tabirinin olması ilgimi çekmedi değil.
Anlamı “sosyal işlerle
yeteri kadar uğraşmadığınızı, maddi imkânlarınızın da buna uygun olmadığını
gösterir” imiş. Ne kadar manidar.
Peki dedim, sosyoloji tarihinden kim rüyamıza
duhul ederse neye yormak lazım gelir diye doğaçlama fikir yürütmeye karar verdim.
Böylelikle “Açıklamalı Büyük Sosyolojik Rüya Tabirleri Ansiklopedisi” için de
kuramsal temelleri atmış oluruz.
Comte “Yalnızlıktan sıkıldığına, halden
anlayacak birilerini aradığına işarettir.”
Yani nerden buldun da gördün
Comte’u, rüyanda ne işi var o zaten muamma. İnan sana bir faydası dokunmaz.
Öyle bir bedbaht, öyle bir mecnun. Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne
yaşta demişler.
Marx “Üç vakte kadar hayatında
değişimlerin olacağını gösterir.”
Rüyada Marx’ı görünce hemen akla
ilk gelebilecek çağrışım ak sakallı dededir sanırım. Saçını okşar, evlat gibi
davranırdı sana. Eli leş gibi adi puro kokuyor da olabilir tabi. Varsa bir
sıkıntın hiç erinmeden, sıkılmadan yolunu, yordamını anlatır. Ama meseleyi de bir
yerde muhakkak sınıf mücadelelerine getirir.
Ne yapar ne eder konu oraya bağlanır. Amma velakin, rüyayı gören bir
sermayedar ise aynı muameleyi çekeceğini zannetmem. Yaşar Usta gibi bak beyim
diye tirat da atmaz. Musa gibi belirip, elinde kapitalle kul hakkı yemeyecektin
diye girişmesi kuvvetle muhtemeldir.
Weber “Maddi konularda dikkatli ve
akıllıca davranman gerektiğine alamettir.”
Onda hemen bir sıcaklık
yakalamanız pek mümkün değildir. Hırlı mıdır hırsız mıdır vergi memuru mudur
diye bakarsınız öyle bir yüzüne. O da sana bakar tip tip. İlk başta iyi bir
izlenim yaratmasa da muhabbet koyulaştıkça fark edersin ki anlar seni. Kafana
takılan ne varsa sor. Seni her an oyuna da getirebilir. Derken rüyayı fırsat
bilip şuracığa da ben kıvrılayım bari diyebilir.
Durkheim “Eğitimle ilgili konularda
muvaffak olacağını gösterir.”
Rüyada Durkheim’ı görmek sıkıntılıdır
aslında. Bazen Fransız mürebbiyesi kılığında göründüğü de olmuştur. Nereden
geldiyse, hiç de çekilmez şimdi dersin. Yaa bi kere, kalk la kalk yeter uyuduğun
demezse ben ne olayım. Durkheim dayı, rüya alemindeyiz azıcık rahat ol desen
de, bu rüya bile toplumsal der. Sıkıntı üstüne sıkıntı yaratır. Aksidir, bir şey
demeye gelmez.
Simmel “Sosyal işlerle yeteri kadar
uğraşmadığınızı, maddi imkânlarınızın da buna uygun olmadığını gösterir” tabiri
sanırım rüyada en çok Simmel’i görmeye delalettir. Yedin demi bütün parayı
konken partilerinde.
Adorno “Hayatındaki hataları
düzeltmekten yorgun düştüğün anlamına gelir.”
Adorno da pek huylandırıcıdır.
Kendi rüyalarının bile kaydını tutan bir adam, seninkileri de elaleme afişe
edebilir. Walter Benjamin’e bile gına gelmiş, Adorno rüyalarımda bile beni
takip ediyor demiş. Ya zaten onu gördüysek artık rüyanın en derin noktasındayızdır.
Ondan ötesi Freud, Lacan falan. Bir de sakatlanmış bir yaşamın var der,
travmaların der durduk yere moralini de bozar. Hacı yok bi sıkıntım, iyiyim
desen de kar etmez. Hacı dediğime bakma, öyle pek senli benli de olmaz. Belli bir mesafe koyar.
Rüyana karışır. Ne işine
yarayacak şimdi bu rüya, amerikan rüyası neyine yetmiyor diyebilir. Sevimsizin,
suratsızın tekidir. Zaten eksantrik, cümbüşlü rüyalarda ortaya çıkmaz.
Foucault “Ona buna kafayı takıp mapus
damlarına düşmeye işarettir”
Foucault aslında güzel insandır
da, çevresi onu çok bozdu. Bonzayi ortamlarına çok takıldı. Gelir rüyanda sana
gülümser. Sen sanırsın ki ne kadar sevecen bir insan. Oysa onun kafa bi milyon.
Ama harbi adamdır, her türlü muhabbete gelir. Rüyanda çok görürsen, hayra
alamet de değildir.
Bourdieu “Geçmiş yaşantılarının manevi
konumunu etkileyebileceğini gösterir.”
Eğer rüya aleminin bir yerlerinde
kaybolduysak Bourdieu bize yardım edebilir. İki şekil çizer, aga bak biz şimdi
şuradayız der. Çalışkan çocuktur. Evden işe, işten eve. Efendidir ama damarına
basılırsa girişmekten de hiç çekinmez. Öyle bir köy çocuğudur. İmececidir. Bir
el atıvereyim der. Eline üç-beş kuruş vereyim gitsin demeyin sakın, gurur
yapar. Konuşun onunla. Elemanın sanki hep anlatamadığı bir sıkıntısı okunur
yüzünden, içini dökmek ister gibidir.
Giddens “Karşına üç tane yol çıkacak,
hangisini seçersen seç dünya küresel dostum.”
Hayırdır, ne iş. Giddens’la
muhabbetin nerden. Rüya müya, iş kapısı çıkar belki, kapı kapıyı açar muhabbeti
değil mi? Sistemi kapmışsın. Kariyer
konularında başarılı adımlarla ilerliyorsun.
Habermas “İnsanlarla iletişim kurmakta
zorluk çektiğini, kendini anlatabilmek için önce senin başkalarını anlamaya
çalışman gerektiğini gösterir.”
Aga bi dur ya, tamam kendini
durduramıyorsun ama rüyama geldin, konferans vermeye değil. Hemen öyle başlama
iletişimsel eylem, kamusal alan, etik, big bang falan filan. -Ha, sen o
değildin doğru.- Adam teoriyle doğmuş mübarek. Ben senin, rüyada biranın
yanında gelen turşuyu yedikten sonra mayışan halini seviyorum.
Baudrillard “Gerçekleşmesini beklediğin
şeyler yüzünden boş umutlara kapılmaman gerektiğini gösterir.”
Rahatsız yatmışsın belli. Üstün
açılmış, sivri ısırmış, bir şeyler olmuş. Gördüğün de ne düştür ne de gerçek.
Düşselliktir. Astral bir seyahat halindesin…
Çok kral olmuş:)) Bir sosyoloji mezunu olarak hem eski günleri andım hem acaip eğlendim.. Ellerinize sağlık..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilHarika bir yazı bu ! :) Aklınıza saglık.
YanıtlaSilben devamlı Dorothy Smith görüyorum. O neye delalet? sadece bir travmanın sonucu olarak da rüyamda duhul ediyor olabilir..
YanıtlaSilBen Şerif Mardin i gördüm rüyamda bir proje yapmak istiyorum onunla evine gidiyorum kapıyı açıyor konuşuyoruz falan sonra şu anda dersime giren sosyoloji bölümünden doçent hocam geliyor çalışmayla ilgili konuşuyoruz gülüşüyoruz ve sonra uyanıyorum yorumlarsanız sevinitim.
YanıtlaSil