8 Temmuz 2013

0 LeaveMeAlone: Direniş Simgesi Olarak GTA

“GTA’da polis döven nesile sataştın”, “6 yıldız oldu tanklar gelecek” ve Vice City’de aranma seviyesini düşüren hile kodu “leavemealone” GTA oyununa atıfla direnişin dikkat çekici duvar yazılarından birkaçıydı. Bu duvar yazıları video oyun blogu Kotaku’da da “Turkish Rioters Are A Generation Raised On Grand Theft Auto” başlığı ile konu olmuş oldu. 

İlk olarak 1997 yılında çıkan Grand Theft Auto oyunu, Pc için 2002’de çıkan Grand Theft Auto III ve 2003 yılında çıkan Vice City versiyonu ile Türkiye’de de ana akım video oyunları arasında oldukça popülerleşmişti. Bu popülerliği sebebiyle birçok kişi için direnişin sloganları içinde göze çarpan ve tebessüm ettiren bir gönderim oldu. 

Çünkü oyunu sadece bir kere bile oynamış olan, görevleri geçmekten önce polisle çatışmaya girmeyi amaç edinmiştir. Suç odaklı görevler silsilesi içinde attığınız her adımda aynasızlar peşinize düşmektedir. Bir yıldız bir şekilde bertaraf edilebilse de, 2 ve 3 yıldızla birlikte çıkmaz bir yola girilir. Ya safça teslim olacaksınız ya da çatıştıkça artan yıldızlara paralel güvenlik güçlerinin nicelik ve niteliğine karşı yetti gari deyip nuttertools’ları çıkarırsınız. Sonu kodeste biten bu hikayede karakoldan çıktığınız anda geri dönüp baskınla bu döngüye devam edersiniz. Dürüstçe aldığım arabamla şehirde sakin sakin turlayayım, etliye sütlüye karışmayayım deseniz bile bela sizi bir şekilde bulur. Çünkü şehirde Truman Show’daki gibi bir kurguda şuursuzca dolaşan insanların sahte huzur ve sükunet ortamına kendinizi ait hissedemezsiniz. Aksiyon şarttır. Öte yandan San Andreas’da olduğu gibi zaten belanın ve suçun içinde doğmuşsunuzdur. Bununla beraber oyunu ele alırken başından beri semantiğinde temel olan şiddet-suç-argo-küfür odaklı yapıyı vurgulamak ve San Andreas versiyonu ile birlikte daha cinsiyetçi ve aynı zamanda ırkçı ögeler eklendiğini de belirtmek gerekir. Bu yönleri üzerinden değerlendirildiğinde; 

“GTA San Andreas oyununun ırk ve toplumsal cinsiyet ile bağlantılı özellikleri olumsuz stereotipler ile birlikte bilinçli bir şekilde işlemektedir. Bu, kültür endüstrisinin inşa ilkesi çerçevesinde sosyal azınlıkların stereotipleştirilmiş yapılarına biçim vererek, kültürel kimliklerin özsel ve dışsal görünümlerinin potansiyel tehlike olarak nitelenmesine ve aynı zamanda kültürel farklılıkları temel alan toplumsal eşitsizliğin ideolojik olarak meşrulaştırılmasına yol açabilir."[1]

Ancak şiddet-video game-yeniden üretim düzleminden öteye gidemeyen tukakacı pedagojik dil bir noktada yeniden üretim dizgesinin temelini doğrudan şiddet temalı oyunlarda görmeye başlamaktadır. Örneğin gençlerde ortaya çıkan şiddet vakalarının sebebi şiddeti doğuran sosyolojik faktörler görmezden gelinerek şiddet temalı oyunlarda görülmekte. Oysa yalnızca bir yeniden üretim olarak değil, GTA örneğinde olduğu gibi modern Amerikan toplumunun ironik bir temsili olarak da değerlendirme yapmak mümkündür. Konuya geri dönerek ifade edersek, şiddet dijital oyunlarda tanıştığımız bir şey değil, örneğin gezi direnişindeki polis şiddeti gibi gerçek hayatta tanık olduğumuz ve yaşadığımız bir şeydir. 


Peki, bu noktalar açısından bakıldığında GTA oyununu duvarlara yansıyan bir politik dışavurumun simgelerinden biri olarak ele almak mümkün mü? 

Hardcore şiddet ve suç merkezli ana akım bir oyunun direnişin simgelerin biri olduğunu iddia etmek epey abartılı olacaktır. Burada muhtemeldir ki doğrudan doğruya GTA’ya bir gönderim değil, kuşak tartışmalarında da ele alındığı gibi politika ile pek ilgili olmadığı söylenen gençliğin dijital oyun gibi ilgi noktalarından hareketle tepkilerini ifade etmeleri söz konusudur. Tepkileri ortaya çıkaran tüm deneyimleri hesaba katmaksızın dijital oyunlarla yetişen bir kuşağın aniden başlarını bilgisayarlardan kaldırıp aksiyon var dediler geldik şeklinde bu direnişe katıldıklarını söylemek ise şiddet örneğinde olduğu gibi zorlama olacaktır. 

Sosyal hareketlerin dili ve dinamiklerine dair tartışmalar açısından okuduğumuzda insanlar tepkilerini ve fikirlerini ortaya koymak için kendilerine yabancı, uzak ve sıkıcı bir dil yerine kendilerini doğrudan ifade eden, mizahi yönü baskın ve çok çeşitli bir dili tercih etmişlerdir. Bu bağlamda gezi ile başlayan direniş dalgasının en önemli noktalarından birinin de bu olduğunu düşünüyorum. 

Sonuçta, GTA bir simgeden ziyade direnişin özgün metaforlarından biri olmuştur. Ancak dünya sosyal hareketler repertuarına hediye edilen, poma adının verildiği dozerle tomayı kovalama çılgınlığını da belki buralardan açıklayabiliriz.


[1] Jahn-Sudmann, Andreas and Stockmann, Ralf; “Anti-PC Games: Exploring Articulations of the Politically Incorrect in GTA San Andreas”, Computer Games as a Sociocultural Phenomenon Games Without Frontiers War Without Tears, Palgrave Macmillan, 2008.

image source: 1- http://i.imgur.com/JoOjzLy.jpg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anonim kullanıcı olarak göndereceğiniz yorumlarda mail ya da blog adresi gibi iletişim adreslerinizi belirtmeniz önemle rica olunur.

SST Atölye