13 Ağustos 2012

0 Uyarının Dayanılmaz Hafifliği: İnilir!

Geçici ikametgahıma doğru, klimasız ama bütün camları açık ve rüzgarından baş döndüren, hız sınırlarını altüst eden belediye otobüsünde ilerliyordum. Orta kapının civarında düşüncelere dalmıştım ki, o uyarıyı gördüm: İNİLİR. Önce pek fazla önem atfetmediğim bu ilginç uyarı, bir kazayı ya da ineceğim durağı beklemekten başka çarem olmadığı için beni düşüncelere sevk etti. Uyarı garip bir biçimde önce paradoksal göründü. Otobüse zaten binmiş ve bunu inilmesi gereken kapıdan yapmış olan insanı “inilir” diyerek uyarmak olsa olsa malumun ilanıdır diye düşündüm. Varoluşu gereği bir uyarı, bir eylem yapılmadan önce o eyleme dair bilgi verici ya da yönlendirici bir ifade taşır. Etimolojik sözlükten “uyarı” kelimesinin kökenlerini araştırdığımda fikrimi kanıtlayacak bir başka ipucu yakaladım. Uyarmak, uyandırmak ile aynı kökten geliyordu. Düşünce hızımın nasıl olduğunu bilmiyorum ama yaklaşık beş dakika civarı usulca yazıya baktım ve orta kapıdan otobüse binen, sonrasında da o uyarıyla karşılaşan insanlarla empati kurmaya gayret ettim; başaramadım.

Sonrasında içtimaiyat ilmine içkin bilgilerim devreye girmeye ve beni “inilir” tabelasına karşı zehirlemeye başladı. Memleket sathında uyarıların genelde önleyici olmadığı bilinir. Çünkü ya uyarıya konu olan kötü olay çoktan olmuştur ve uyarı yeni asılmıştır ya da uyarı hiç olmamıştır. Bizzat uyarıya neden olan olaylar çoğunlukla fiili olarak gerçekleşir; yani kötü sonuçlar doğuran olayların bizatihi kendisi bir uyarı niteliği taşır. Trafik polislerinin önleyici bir hizmet sunmaktansa pusuya yatarak trafik kuralı ihlali yapanları kahramanca enselemeleriyle, bahsi geçen mevzu arasında analoji kurulabilir diye düşünürken “inilir” levhasına kimsenin bakmadığını görüyorum. Kural ihlal edildikten sonra yapılan uyarının ilginçliği beni cezbediyor bir kez daha. Kelimeyi biraz daha açıyorum zihnimde: “Bak güzel kardeşim, bu kapı otobüsten inmek içindir. Oysa sen bindin, tamam bir kerecik kuralı ihlal etmenden sorun çıkmaz. O yüzden bir dahaki sefere bu kapıdan binme. Buradan İNİLİR!”

Tüm bunları düşünürken ineceğim durağa geldiğimi farkediyorum. İnilir yazdığı için itaatkar bir tavırla, fazla direnmeden orta kapıdan iniyorum. Zaten binmiş olduğum otobüste kural ihlali yapma amacıyla içeriden bir yolcu olarak orta kapıdan otobüse binememenin kırgınlığıyla “bir dahaki sefere belki” diyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anonim kullanıcı olarak göndereceğiniz yorumlarda mail ya da blog adresi gibi iletişim adreslerinizi belirtmeniz önemle rica olunur.

SST Atölye