İsmet Özel bu lafı bir şair gibi süsleyip söylerken ne kadar haklıymış. Nobel ödüllü yazar Naipaul’un Türkiye’ye gelip gelmemesi tartışılırken kendisini en bir bilirkişi ilan eden felsefeci, yazar, şair, eleştirmen, köşe yazarı ve mikro milliyetçi Hilmi Yavuz öyle bir laf etti ki, hem İsmet Özel’i haklı çıkardı hem de bizleri adının hiç anılmadığı bir alana doğru çekerek gülümsetti.
“İçimizdeki Naipaul’lar”
İnönü Stadını bilmeyenler için önce bu lafın literatürde bu kadar anılmasına sebep olan güne bir gidelim. Tarih 17 Kasım 1999 EURO 2000’e katılmak için her zaman ki gibi baraj maçlarına kalan Milli Takımımız 1-1’in rövanşında İrlanda’yı konuk ediyor. Maç 0-0 bitmişti de Türkiye Milli Takımı EURO 2000’e katılmaya hak kazanıyordu. Fakat bu maç sonrası Mustafa Denizli öyle bir laf ediyordu ki?
Grup maçları esnasında ve maçtan önce kendisini fazlaca eleştirenler için maç sonrası şöyle demişti ünlü teknik adam “İrlanda’yı yenmek önemli değil, önemli olan içimizdeki İrlandalıları yenmek”
Türkiye topraklarının yetiştirdiği en ünlü teknik adamlardan ve Çeşmelilerden biri olan, futbol insanlığının yanı sıra bir filozof bir abi, bir bilim insanı haline gelen Mustafa Denizli’nin söylediği bu lafın adresi kimine göre Hıncal Uluç kimine göre Baba Orhan’dı. Ama kendisi bir yerlerde bu lafı Ali Ece için söylediğini aktarmış.
Bakın, zannedilenin aksine bu lafı maçtan önce söylemişti Mustafa Denizli. Yani başarı yakalandıktan sonra. Mustafa Denizli eleştirileri taaa içinde hissetmiş olmalı ki bu eleştiriyi yapmış, malum lafı “içimizdeki x’ler” formülüyle kullanabilmemiz için literatürümüze sokmuştu. Sağ olsun, çok yaşasın.
Kısmet bugünlereymiş.
Tıpkı İrlandalılar gibi Naipaul da bir geri zekalı, oturup iki laf edilmeyecek, beceriksiz, iki yüzlü, yalancı, şerefsiz bir adam olduğu için Hilmi Yavuz gibi düşünmeyen herkes “İçimizdeki Naipaullar”dır.
Bizler çok dürüst, saygılı, ahlaklı bir toplum olduğumuzdan mütevellit bizim gibi düşünmeyen herkesi çabuk ve ağır yargılamalara maruz bırakabiliriz. Bırakmalıyız ki herkes bizim gibi olsun, çünkü biz en büyüğüz.
Hilmi Yavuz’un bir insanı olumlu eleştirmesi/övmesi için 3 şart lazımdır: birincisi, Hilmi Yavuz ile aynı alanda çalışma yapmamış olması lazımdır. İkincisi Hilmi Yavuz’u sevmesi lazımdır. Ve tabi ki üçüncüsü ölmüş olması lazımdır. Naipaul bu şartlardan hiç birisini gerçekleştirmemiş olduğu için o pistir onu sevenler de “İçimizdeki Naipaullar”dır. Geriatricileri kızdırmayalım ama, Sayın Hilmi Yavuz kıçınızdaki kıllar kadayıf oldu, hala içimizdeki bir şeylere bakıyorsunuz…
Keşke lafın sahibinin dediği gibi olsaydı, keşke içimizde İrlandalılar olsaydı da bir kelt mistisizmi yaşasaydık, James Joyce’u tanısaydık, Bernard Shaw’ı sevseydik, belki o zaman Naipaul gibi bir adamın gelmesine ses çıkarmaz onunla düşünceleri tartışabilirdik.
İnönü Stadını bilmeyenler için önce bu lafın literatürde bu kadar anılmasına sebep olan güne bir gidelim. Tarih 17 Kasım 1999 EURO 2000’e katılmak için her zaman ki gibi baraj maçlarına kalan Milli Takımımız 1-1’in rövanşında İrlanda’yı konuk ediyor. Maç 0-0 bitmişti de Türkiye Milli Takımı EURO 2000’e katılmaya hak kazanıyordu. Fakat bu maç sonrası Mustafa Denizli öyle bir laf ediyordu ki?
Grup maçları esnasında ve maçtan önce kendisini fazlaca eleştirenler için maç sonrası şöyle demişti ünlü teknik adam “İrlanda’yı yenmek önemli değil, önemli olan içimizdeki İrlandalıları yenmek”
Türkiye topraklarının yetiştirdiği en ünlü teknik adamlardan ve Çeşmelilerden biri olan, futbol insanlığının yanı sıra bir filozof bir abi, bir bilim insanı haline gelen Mustafa Denizli’nin söylediği bu lafın adresi kimine göre Hıncal Uluç kimine göre Baba Orhan’dı. Ama kendisi bir yerlerde bu lafı Ali Ece için söylediğini aktarmış.
Bakın, zannedilenin aksine bu lafı maçtan önce söylemişti Mustafa Denizli. Yani başarı yakalandıktan sonra. Mustafa Denizli eleştirileri taaa içinde hissetmiş olmalı ki bu eleştiriyi yapmış, malum lafı “içimizdeki x’ler” formülüyle kullanabilmemiz için literatürümüze sokmuştu. Sağ olsun, çok yaşasın.
Kısmet bugünlereymiş.
Tıpkı İrlandalılar gibi Naipaul da bir geri zekalı, oturup iki laf edilmeyecek, beceriksiz, iki yüzlü, yalancı, şerefsiz bir adam olduğu için Hilmi Yavuz gibi düşünmeyen herkes “İçimizdeki Naipaullar”dır.
Bizler çok dürüst, saygılı, ahlaklı bir toplum olduğumuzdan mütevellit bizim gibi düşünmeyen herkesi çabuk ve ağır yargılamalara maruz bırakabiliriz. Bırakmalıyız ki herkes bizim gibi olsun, çünkü biz en büyüğüz.
Hilmi Yavuz’un bir insanı olumlu eleştirmesi/övmesi için 3 şart lazımdır: birincisi, Hilmi Yavuz ile aynı alanda çalışma yapmamış olması lazımdır. İkincisi Hilmi Yavuz’u sevmesi lazımdır. Ve tabi ki üçüncüsü ölmüş olması lazımdır. Naipaul bu şartlardan hiç birisini gerçekleştirmemiş olduğu için o pistir onu sevenler de “İçimizdeki Naipaullar”dır. Geriatricileri kızdırmayalım ama, Sayın Hilmi Yavuz kıçınızdaki kıllar kadayıf oldu, hala içimizdeki bir şeylere bakıyorsunuz…
Keşke lafın sahibinin dediği gibi olsaydı, keşke içimizde İrlandalılar olsaydı da bir kelt mistisizmi yaşasaydık, James Joyce’u tanısaydık, Bernard Shaw’ı sevseydik, belki o zaman Naipaul gibi bir adamın gelmesine ses çıkarmaz onunla düşünceleri tartışabilirdik.
En isabetli spor olaylarını birada toplayıp çetin bir labirente bizi sokarak içimizdekileri bizimkiler cumhuriyetine yönlendirme tatlı telaşını yaşatan homo-atleticus aydınına tebrikler.
YanıtlaSiltek kelimeyle aydınlanmacı!