Bir gün yapıcılar, can vere vere geçen yılın bir günü, haykırmak isterler sıkıntılarını bir meydanda. Ancak kodamanlar agorafobik ataklar içindedir. Hemencecik hedehödü komitesini toplarlar ve ne yapalım da bir şey yapmasın bu yapıcılar diye karar alırlar. Makul kararlarını makul biçimlerde açıklarlar. Neden bu meydana çıkılamayacağı üzerine kanun hükmünde kararnamenin maddeleri şu şekildedir:
-Tatil oldu tatil, mis gibi ohh gidin evinizde yatın. Bu sıkıntılı günlerde başka sıkıntılar yaratmayın.
-Yapıcılar çıkarsa meydana, danalarda girmek ister bostana ve bostancılarımızla karşı karşıya kalırlar.
-Ana arterlerde tıkanıklık olur, olursa ne olur, kaos olur, o halde olmaz.
-Meydanın adını her şeye açık, yapıcılara kapalı olarak değiştirdik. Yani olmaz. Kanun var nizam var.
-Çakmağın gazı bitti, yaprak dökümü de iyice bozdu la, dudaklarımda çatladı zaten…
Açıklamalar peş peşe gelse de sıkıntılar ortadan kalkmayınca çözüm bir formülle bulunmaya çalışıldı. Tam olarak şöyleydi: Bir alanın dış çeperi hiç açık kalmayacak şekilde copcoplarla kaplanır. Oluşturulan çemberi içine alacak şekilde bir büyük kare daha çizilerek alana uzanan tüm doğrulara da kapatılmış olur. Bu uzamsal modelde çember öyle sıkı olur ki, anca makul sayı oranında girilebilir duruma gelir. Ayrıca tüm evrenden de soyutlanmış olur. Formül bulunmuş ve makul açıklama omuzlar yukarıda tekrar yapılmış oldu.

“Makul sayıda meydana girilebilir. Zaten çok büyük kalabalıklar olmayın, arakibutirofobimiz (yerfıstığı ezmesi yerken damağa yapışmasından duyulan korku) var. Ancak bazı küçük gruplara da kapalı, zaten o kadar küçükler ki, mini minnacıklar ki insanın eziveresi geliyor. Bunlar da münferit şeyler canım. Sözde bunlar. Orantısız güç kullanımı olur mu hiç. Bakın ne kadar orantılı ve simetrik dizdik copcopları. Makul sayıdaki makul vatandaşlara çiçek de vericez. Her şey tamam oldu, çözüldü yahu. Amma hizmet erbabı olmuşuz. Çok iyi çok iyi, süperiz, manyağız…”
İşte bu enteresan olay örgüsü içinde makul sayı insanlığa armağan edilmiş oldu. 1/6 (bir taksim altı, taş attı çamura yattı) ile ifade edilir. Yeni formüllere gebedir her şey ve kodamanlar öyle bir korku ve paranoya ile yönetirler ki bu ülkeyi enteresanlıkları tükenmez, bu günde kimi yapıcılar çalışmaya devam etmektedir. Ve can ve “can” sıkıntıları hiç bitmez… Sıkıldım, sıktınız beni, bu nasıl hikâye, talcidler peşi sıra…
:) enfes bir yazı.. okurken kavruk bir fıstık tadı bıraktı ağzımda... ellerinize sağlık. (fıstık yapışmadı ama...valla:))
YanıtlaSilpi/3 boyutundaki talcidler bir daire kıvamına eriştiğinde copcikler haykırır: biz adamı sidiğimizle döveriz! manyaklığını zekanla sidik yarışına sokuşunun galibiyeti hangisinde çıkacak acep? bunun için makuluncu yazını mı beklicez lo
YanıtlaSil