10 Ekim 2009

5 Akan Koku

Evet, maddenin beşinci halini sizlere sunmaktan gurur duymaktayız; “akan koku”. Hem akar hem kokar üstelik akarken kokar. Yani hem akıcı hem uçucu. Bir madde bu haldeyken ne yapmaz ki?

Maddenin form değiştirdiği bu hallerde zihnimizin değişkenliği üzerine
denemelere çıkmışken, dilimizin zihinsel dönüşümüne ilişkin de bazı çıkarımlarda bulunmadık değil. Örneğin Türkçe'ye yeni bir tamlama biçimi kazandırdık ki ortalama bir Türk vatandaşının bu tamlamayı günde en az 10 kere kullandığı söylenebilir: Zincirleme küfür tamlaması. Ör: Ayan beyan a.q. Dipçik not (tokat gibi hesabı) : Söz konusu şey ayan beyan fakat koyulması gereken bazı hususlar olmadan sıfatımız tamamlanmış olmuyor. Burada özne çok gizli, yüklem gelecekte, olacak yani geriye kalan tek şey ayan beyan biyerlere koymak. Kesinlikle muhteşem. Başka örnekler de verilebilir mesela; apaçık (Apış arasından türemiştir), açık seçik biçimde “akan koku” da tümcelerinin içinde gizli özne ve gizli küfrü taşımaktadır. Zaten akan bir kokuya neden olan bir insan bir an önce gizlenmelidir.

Bir diğer nokta, popüler temaşaların merkezine yolculukla alakalı. Tepkilerimizi gözden geçirirken farkettik ki popülerlik, refleksif tepkilerimizle birleşmiş. Örneğin” wipe out” izlerken çok fazla tüh tüh diyebiliriz. Bu durumda “Wipe out tüh tüh!!” tam bir tepki cümlesidir. Kaldı ki akan kokuyu gören her canlı “wipe out tüh tüh” demekten başka ne yapabilir ki?


Akarı yok, kokarı yok kadar tüyler ürpertici. Durumun bu vahameti ortadayken, lazım olan tek şey musluk başlığıydı oysaki. Neticede takılınacaktır. Takılan takılır… Tüm birbiri ardına takılan sözcüklerin fail-inin meçhul olması gibi. Varılan sonuç ise: “Yapan yapar yapan yapmaz”. Neden meçhul olduğu ortada değil mi sayın okuyucular. Üstelik “gel dedim gelmedin gelmezsen gelme dedim” cümlesine alternatifte olabilecekken. Bir gazete de bunun üzerine şöyle bir manşet atmış: “Oralı değil analı nereye otur ben yaptım sen yapma” olacak iş değil. Esefle kınıyoruz. Ki zaten kına kına içmekle ilgili bir şey sonuçta.

Velhasıl yukarıdaki konudan eğitim sistemimizde yapmayı düşündüğümüz değişikliği ifade etmek istiyorum siz okuyucularımıza. Artık yeni çocuk tekerlemeleri istiyoruz. Bizim önerimiz ise şudur:
Biz buralarda takılıyoruuuuz
Gel polis amca gel polis amcaaa

Bunu sabah akşam bir kere okuyan çocuk daha da davos a gitmeyeceği gibi bir dakikadan (one minute!) fazla ingilizce konuşabilecektir.
Buradan tayyipe sesleniyoruz ve tüm arkadaşlarımızı bu sloganı her tuvaletten sonra bir kere balkona çıkıp bağıra bağıra söylemelerini istiyoruz: “Bluetooth’um Yoksa Ben de Yooookum!!!”

Sonuç olarak herkesin açılıp saçıldığı bir ortamda, bizim önerimiz şudur: “Doğ bebek doğ doğ doğ neeee yusuf yusuf yusuf!!!” ve bizce tayyipin sloganı şu olmalı: “Açılın! BEN geliyorum!” Bizzat kendisi müdahale edecektir. Peki her şeyin bir bedeli olacak mıdır?


Kuşkusuz ki burada anarşizmin ve kapitalizmin temelleri sorgulanmalıdır. Nedir kuzum bu temeller?

Anarşizmin temeli: Ödemeyen hakyemez!
Kapitalizmin temeli: Ödeyen de varyemez.

Bakın evde böyle düşünün neler değişecek. Tabi komünizmin temelini unutmayalım. Buna göre “sensiz yanak binbir çeşit”. Muazzam!!!!


Son olarak ileriki günlerde yapacaklarımıza dair ajandamızdan (gizli gündem) bir notu yayınlıyoruz.

“Analı kızlı çorbanın muhteviyatı araştırılacak, İstanbul vapurlarını zapturapt eden psikopat diş hekimine dikkat çekilecek!”

Bol saplantılı günler...

5 yorum:

  1. Üstadım Babaa...
    Yazınızı okurken adeta atonel bir klasik müzik eserini dinliyormuş hissine kapıldım. Uzun süredir bu kadar başı kıçı belli olmayan bir denemeye rastlamamıştım. Akan şeyin kokudan ziyade beyniniz olduğu düşüncesi yankılandı iç dünyamda. Ama bunu dışarı bağıramadım.

    Üstadım, bu yazıyı kaleme alırken her ne takıldınız ise ben de ondan ister saygılarımı sunarım. Sizi keyifle izlemeye devam ediyoruz.

    Dr. Heimat Lose

    YanıtlaSil
  2. Selamınızı aldım pek muhterem doktur.

    Lakin bahsetmiş olduğunuz durum akıcı olanın beyinden ve kokudan ziyade mana dünyamızın kıvrımları olduğudur.

    Bu açıdan kullandığımız maddenin hayat maddesinden daha tesirli olmadığını belirtmek bireysel dünyamın tarihsel görevi olarak beliriyor.

    İç dünyanıza çokca girilip çokca sigara söndürülmüş olduğunu hisseder gibiyim...

    İzlemeye devam edin. Bakın tren geçiyor.

    YanıtlaSil
  3. "İç dünyanıza çokca girilip çokca sigara söndürülmüş olduğunu hisseder gibiyim..."

    bu tespite katilmamak elde degil baba, bu arada sizin alana pek yakinda geliyorum, sen simdiden zemin etudune basla

    sevgiler

    prometyus

    YanıtlaSil
  4. Pek sevgili kadim dostum Prometyus.

    Entelektüel kapasitenizin bir denemeyi eleştirmek değil de, sanki onu eleştirenleri eleştirenlere katkı sağlamak sığlığında olduğunu seziyorum. Her ne kadar sezgiler yanıltıcı da olsa bu ihtimali düşünmek bile beni kedere sürüklüyor. Zira aydınlanmanın beşiğinde sürdürdüğünüz yaşamınızın rasyonellikten, ampirizmden, determinizmden bu kadar uzak olması ve Umut Sarıkaya tipi mutsuzluk tanımlarına hapsolması beni üzmekte.

    En kısa sürede titreyip kendinize gelmenizi diler sağlık sıhat ve afiyetler dilerim. Akan şey Babbaa üstadın aktardığı gibi beyniniz değil kokunuz olsun.

    Dr. Heimat Lose

    YanıtlaSil
  5. Burada dokturun tavsiyelerini de dinleyerek neye hasıl olduğu belirsiz prometheus kardeşime de bir iki çift laf etmek isterim.

    Yaptığınız eleştirileri bir gerekçeye dayandırırsanız (Bkz. ben) o zaman kallavi cümleleriniz değer kazanır.

    Etüd işlemleri için çalışmalarımız son hız başladı prometheus kardeşimiz gelinceye kadar sayfalarca rapor hasıl olur inşallaaaah...

    Çin atasözü: "Çocuklar ayrılın gavga etmeyin bakem."

    YanıtlaSil

Anonim kullanıcı olarak göndereceğiniz yorumlarda mail ya da blog adresi gibi iletişim adreslerinizi belirtmeniz önemle rica olunur.

SST Atölye