Sabah; gündoğumu, umut doğumu, yeşer hallerin ızdırabı...
Hilmi efendi gündoğumundan kinaye neyiyle saba makamından soluk üflüyor.
Sabah ezanıyla müderris efendi de aynı makamdan Hilmi efendiye eşlik buyuruyor...
"Dügâh kopup Segah ve Çargâh ve NimSabâ ve Hüseyni perdelerini gösterip ve Hüseynîden dönüp bî Neva, Sabâ Nimi ile Çargâh ve Segahtan sonra Dügâhda karar eder." dedi neyzen.
"İki tam sesle başlayıp üçlü dörtlü ve tam notalarla başlayıp devamıyla tam notadan dönüp eksik beşli, eksik dörtlü ve dörtlü ile üçlü notada dem vuran sonunda da ikili tam notada bitiş veren çıkış sesli, çıkışı bülbüle hezeyan bir makamdır." dedi müderris efendi.
Ama birinden "Allah" diğerinden "Huuu" sesi yükselerek geldi bu öbek öbek kelimeler...
Peyami amca dört duvar arasından "es" verdi... Zamanı kollayan udi ise perdesiz ar penceresinden şehvet dolu tizsiz tok bir la verdi.
Gün doğarken musikinin eşrefperverliği filhakika inancın biteviye yürek tellerine tın verdi...
Tıınlayan, annn ve an tok tellere müzdarippp huu allah seyrini eyledi....
İnsanın doğayla, doğanın bilinçle, bilincin sevgiyle, sevginin huzurla buluştuğu, hükmedip yürüdüğü bu hayat...
Takat, sadakat, ahlak, muallak...